Helikopter Aile (Helicopter Parents) terimi ilk defa Foster W. Cline ve Jim Fay tarafından 1990 yılında “Parenting with Love and Logic: Teaching Children Responsibility” kitabında kullanılmış ve Batı ülkelerinde öğretmenler ve diğer profesyoneller tarafından kullanımı yaygınlaşmıştır. Bu terimin ilk çıkış hikayesi, bir çocuğun “annem başımda helikopter gibi dönüyor” şikayetiyle başlamış ve bu kitapta yer almıştır.
Helikopter Anne-Babalar; çocuklarının başından ayrılmayan, etrafında pervane olan, her şeylerine yetişmeye çalışan, hayatlarına ve kişiliklerine müdahale eden, yorulmak bilmeyen anne babalardır. Günümüzde “helikopter aileler”, çocuklarının sosyal ve öğrenim hayatlarında onları çok yakından takip eden, çocuklarının üstlenmesi gereken sorumlulukları büyük bir hevesle üstlenen, evlatlarını tamamen kendilerinin uzantısı olarak gören, her sorunu onlar adına çözmekten mutlu olan ve daha da ileri giderek “Biz tıp okumak istiyoruz” diyebilen ailelerdir.
Günümüzde sosyal medya güçlü bir iletişim kanalıdır. Sosyal medya aracılığıyla duyulan haberler, insanların birbirinden duyduğu olumsuz durum örnekleri, güvenlik konusunda duyulan endişeler, çok kültürlü ve geniş aile modelinden çekirdek aile modeline geçiş ve bu süreçte ebeveynlerin çocuklar üzerinde hissettikleri artan sorumluluk duygusu ebeveynleri “aşırı koruma”ya yönlendiren etkenlerden birkaçıdır.
“Bazı yardımlar, yardım etmenin ne demek olduğunu anlamamızı sağlayan türde yardımlardır. Bazı yardımlar ise onlar olmadan daha iyi yaşayabileceğimiz türde yardımlar!”
Shel Silverstein
Yapılan araştırmalar helikopter ebeveynlerin çocuklarının ileride yaşam mücadelesinde zorlandığını, duygularını regüle edebilme becerisinde zayıf olduklarını, depresyona girme oranlarının yüksek olduğunu, daha fazla sağlık problem yaşadıklarını, her şeye hakları olduğunu düşündüklerini, acıya ve üzüntüye olan dayanıksızlıkları yüzünden ilaç kullanımına yatkın olduklarını, iş başarılarının düşük olduğunu göstermektedir. Ebeveynler olarak yapılan bazı yanlışlar aşağıdaki gibidir:
- Her Şeyi Düzeltmek İçin Hemen Harekete Geçmek
Eğer alışkanlık olarak her küçük şey için çocuğunuzu “kurtarmaya” geliyorsanız, çok önemli bir yaşam becerisini öğretme konusunda ona hiç de yardımcı olmuyorsunuz demektir: Öz-yeterlik.
“Öz-yeterlik, ‘Kendi problemlerimi kendim çözebilirim ve hayatın bana getirdikleriyle baş edebilirim’ inancıdır diyor” Arizona Üniversitesi İletişim Bölümü başkanı Chris Segrin. “Öz-yeterliği en çok deneme ve yanılma deneyimleriyle kazanırız. Bu yüzden problemlerinin üstesinden gelmek için yanında sürekli birileri olan insanlar, bu beceriyi asla tam anlamıyla geliştiremezler.”
Etkili bir şekilde problem çözme becerisi hayatın her alanında çok önemlidir. Çocukların günlük hayatta karşılaştıkları; fiziksel, duygusal, davranışsal zorluklarla problem çözme becerisini kullanarak mücadele etmesi onları hayata hazırlar. Her problem durumunda ebeveyninden yardım gören çocuklar hayattaki zorluklarla başa çıkamadığı için kendini mutsuz ve çaresiz hisseder.
- Onlar Adına Bütün Kararları Almak
Ebeveynler, çocuklarının günlük kararlarının büyük çoğunluğunu kendileri alarak onlara yardım etiklerini düşünürler. Sonuçta “Neden çocuklarım benim deneyimlerimden yararlanmasın?” diye düşünmek çok doğaldır.
Ancak çocukların sorumluluk almalarına ve kendi seçimlerini yapmalarına daha fazla izin vermek, onların özgüvenlerini besler ve sorumluluk bilincini geliştirerek ileriki yaşamlarında insiyatif almalarına yardımcı olur.
Her şeye onun adına karar vermek, kişiliğinin oluşmasını sağlayan ‘Beni en çok ne heyecanlandırıyor? En büyük tutkum ne?’ gibi bir içsel motivasyondan mahrum kalmalarını sağlar. Çocuklar kendi kararlarını vermeyi ve bu kararları test etmeyi öğrenmeye ihtiyaç duyarlar. Bu test etme sayesinde onlar için neyin işe yaradığını ve neyin onları mutlu ettiğini anlarlar.
- Risk Almalarına Müsaade Etmemek
Ebeveynlerin bir kısmı çocuklarını risksiz ve zarar görmeyecekleri bir dünya içinde büyütmek isterler. Düşmemesi için hiç koltuk tepesine çıkartılmayan çocuklar; boğulmasın diye eline kaşık verilip yemeğini yemesine izin verilmemiş çocuklar; hayatın güvenli ve rutin olan tarafından kopup zaman zaman adrenalin içeren etkinlikler (yatakta zıplamak, takla atmak, yükseğe tırmanmak vb.) yapmayan çocuklar; davranışları sürekli kontrol altında olan ve hareket alanı kısıtlanmış, ebeveyn kontrolünde büyüyen çocuklar hayatı boyunca güvenli alanda kalma, risk almama, garanticilik, aşırı kontrolcülük, mükemmeliyetçilik gibi ihtiyaçlar geliştirebilir. Bu ebeveynlerin görülen özelliği çocuğun davranışlarını kontrol etmesi, onun yerine birçok davranışı gerçekleştirmesi, çocuğun kendisini tanımasına fırsat vermemesidir. Halbuki çocuklar; hayatı boyunca karşısına çıkabilecek riskleri kendi yaşına uygun olanları deneyerek büyüdüklerinde daha kontrollü gögüsleyebilirler.
Öneriler
- Çocuklarınızı dinleyin. Bir karşılık üretmeden önce çocuklarını dinlediklerinde çocuklarının kendi bakış açılarını geliştirmesini sağlayın. Çocuklar bu şekilde kendi seslerinin bir değeri olduğunu ve kendilerini ifade edebileceklerini öğrenir. Başka yetişkinler çocuklarıyla bir etkileşime girdiğinde bu ebeveynler çocuklarını kendileri karşılık vermeleri için cesaretlendirin. Onlar adına konuşmadan önce, çouklarının konuşup fikirlerini tamamlamasına izin vermek için çaba harcayın.
- Çocuklarınıza, “Bu sorunu çözmek için ne yapabilirsin?” diye sorun. Bunun ardından, “Şu ana kadar ne yaptın? Ne işe yaradı, ne işe yaramadı?” soruları gelebilir. Bu yaklaşım çocukların çözüme ulaşmaları için bir ortam hazırlar. Ebeveynler, çocuklarının kendi problem çözme planlarını uygulamaları sırasında onlara yol göstererek, rol yapma oyunu oynayarak ve konuşup fikirlerini savunma konusunda çocuklarını yüreklendirerek onlara yardımcı olabilirler.
- Yenilgileri öğrenme fırsatı olarak görüp doğal sonuçların yaşanmasına izin verin. Başarısızlıklar ve hayal kırıklıkları çocukluktan yaşlılığa kadar hayatın bir parçasıdır. Çocuklara, sevgi dolu ve onları destekleyen bir bağlamda, yenilgileriyle başa çıkmaları için fırsat tanınırsa, ilerideki yaşamlarında çok işlerine yarayacak beceriler geliştirirler. Bir çocuk bir kutu oyununda kaybettiğinde centilmenlikle ilgili bir şey öğrenebilir. Çocuklar takımdaki en iyi konuma alınmaz, ya da bir tiyatro oyununda başrole seçilmezlerse hayal kırıklığıyla başa çıkmayı öğrenebilir ve yeniden denemek için daha fazla çalışabilirler.
Kendi seslerini geliştirmeleri ve kendi öğrendiklerinin ve davranışlarının sorumluluğunu üstlenmeleri için fırsat tanınan çocuklar zorluklarla başa çıkma konusunda donanımlı olurlar. Öte yandan çocuklar kaç yaşında olurlarsa olsunlar anne babalarının onlara sevgi, destek, cesaret, güven vermesine ihtiyaç duyar. Anne babaları onları sevip destek olur, daha da büyük şeyler yapmaları için yüreklendirirse çocuklar öğrenebilir, konuşabilir, seçim yapabilir, uygulayabilir, deneyebilir, başarısızlığa uğrayıp yeniden deneyebilir.
Fiin Koleji Rehberlik Servisi